Yapay Zeka’nın Hayatımızda ki Etkileri

tarafından
63
Yapay Zeka’nın Hayatımızda ki Etkileri

Bugünümüze baktığımızda yapay zekanın hayatımızda ki etkilerini görebiliyoruz. Bu etkileri alandan alana değişiklik göstermektedir. Yapay zekanın yaygınlaşmasının en temel nedeni, maaliyet bakımından az olduğu doğrusudur. Gelecekte araba yapımından, ev yapımına ve bir çok alanda daha göreceğimiz yapay zeka, kimi kesimi korkuturken kimi kesime de umut oluyor. Günümüzde yapabildiği konular oldukça yoğun olan bu sistem ayrıca bir çok kullanıcıya umut ışığı olmaktadır. İnsansı görünüm oluşturabilen, insan sesi taklit eden ve gerçek kişileri taklit eden özelliğiyle bizleri bir bakımada korkutmaktadır. Ayrıca bu sistem ile birlikte bir çok mesleği ise beraberinde insanların uğraş vererek hazırladığı projeleri, görselleri veya yazıları tek tıkla yapabileceğini kanıtlamıştır. İngilizce konuşmanın ve yazmanın neredeyse zorunluluk haline geldiği dünyada yapay zeka ile farklı dil öğrenme zorunluluğumuzda ortadan kalkacak gibi görünüyor.

Yapay Zeka Neler Yapar?

  • Görsel Oluşturma: Belirli konular üzerine, belirli görselleri birleştirerek yeni bir görsel oluşturma becerisine sahiptir.
  • Konuşma: Sizin yerinize konuşabilir, yazdığınız textlere uygun cümleler ve içerikler yaratabilmektedir.
  • Yazma: Bir kaç kelime berlileyip, ona kelime sayısı cümle uzunluğu belirlenecek çekilde komutlar verdiğinizde yazılarınızı kolayca yazabilme yeteneğine sahiptir.
  • Öğrenme: Evet insanlar gibi öğrenme yetisine de sahiptir. Yapay zekaya eğitim verebilir yaptığı şeyleri daha iyi yapmasını sağlayabilirsiniz.
  • Çeviri: İstediğiniz cümleyi, kelimeyi ve daha fazlasını, istediğiniz dile tek tıklamayla çevirebilir ve bunları sesli komutuyla okutabilirsiniz.

Yapay Zeka Nasıl Kullanılır?

İşini bilen ve master yapmış olan yazılım ve bilişim mühendisler tarafından kodlanır. Sonrasında yapay zekanın çalıştırılacağı, ne işi yapacağı ve hangi alanda kullanılacağı tasarlanır. bu alandaki ihtiyaca özel, çözüm üretilebilecek nitelikte yapay zeka kodlama çalışmaları gerçekleştirilir.

Bu kodlama sonrasında yapay zeka günümüzde kullanıldığı üzere bir çok farklı sektörde ve bir çok alanda kullanılmaya hazır hale gelir.

Yapay zeka tarihçesi

Yapay zeka terimi, ilk kez 1956 yılında Dartmouth Konferansı’nda Prof. John McCarthy tarafından kullanıldı. Daha sonra pek çok konuda yapay zeka geliştirilmesi için muhtelif çalışmalar yapıldı.

IBM tarafından geliştirilen “Deep Blue” isimli bilgisayarın 1997 yılında dünya satranç şampiyonu Garry Kasparov’u yenmesi insanların yapay zekaya bakış açısını değiştirdi. 2011 yılında ise IBM’in “Watson” adındaki bilgisayarının bir televizyon yarışma programında rakiplerini yenmesi, yapay zekanın matematiksel konular haricinde de insanları yenebileceğinin göstergesi oldu.

2016 yılında Google Deepmind, insanların oyunları nasıl oynadığından esinlenerek, öğrenen bir yapay sinir ağı geliştirdi. Şirketin geliştirdiği “AlphaGo” adlı program dünya “Go” şampiyonu Lee Sedol’ü yendi. Böylece yapay zekanın satrançtan çok daha karışık oyunlarda da başarılı olduğu ortaya çıktı.

Yapay Zeka Nedir?

İngilizce “artificial intelligence” tanımlamasının dilimizdeki tercümesi olarak kullanılan yapay zeka terimi, teknoloji dünyasında ise “AI” şeklindeki bir kısaltma ile tabir edilir. En kısa açıklama ile “insan beyninin ve düşünme sisteminin kopya edilmesi” olarak tanımlanabilir. Tanımı biraz daha sade bir şekilde yapmak gerekirse; “bir bilgisayar programını insan gibi düşünebilecek hâle getirme” cümlesi kullanılabilir.

Yapay zeka teknolojisi son birkaç yıldır popülerleşmiş olsa da aslında bilgisayar teknolojisi kadar eskidir. İngiliz asıllı bilim insanı Alan Mathison Turing tarafından takvimler 1943 yılını işaret ederken ortaya atılan “Makineler düşünebilir mi?” sorusu, bugün geliştirilmeye çalışılan yapay zeka teknolojisinin temelini oluşturur. 1950-1951 yılları arasında Turing tarafından bilgisayar için geliştirilen satranç yazılımı, yapay zekanın bilinen ilk kullanım alanıdır. Kısacası yapay zeka zannedilenin aksine yeni bir teknoloji değildir.

Yapay zeka konusunda araştırmalar yapılırken sıklıkla “makine öğrenmesi” ve “derin öğrenme” gibi tanımlarla karşılaşılır. Bu tanımların isimlerinden dolayı yapay zeka ile ilişkisinin kurulması mümkün olsa da konuya yabancı olan birinin bu tanımları farklı teknolojiler zannetmesi olasıdır. Aslına bakarsanız yapay zeka asıl teknolojinin adıdır. İngilizcede “machine learning” olarak tanımlanan makine öğrenmesi ise yapay zekayı oluşturan unsurlardan biridir. Yine İngilizcede “deep learning” şeklinde ifade edilen ve dilimize “derin öğrenme” olarak tercüme edilebilen teknoloji ise makine öğrenmesinin unsurlarından biridir. Coğrafi bir örnekle pekiştirmek gerekirse; yapay zeka dünyadır, makine öğrenmesi dünyayı oluşturan ülkelerden biridir, derin öğrenme ise ülkeleri meydana getiren şehirleri temsil etmektedir. Derin öğrenme için “derin makine öğrenmesi” tanımı da kullanılmaktadır.