Çizgi Romanda Yapay Zeka Desteği

The Bestiary Chronicles hem yapay zekanın yükselişine dair modern bir masal hem de yapay zekanın ne kadar şaşırtıcı bir hızla geliştiğinin bir göstergesidir.

Tamamen yapay zeka teknolojisiyle üretilen sanat eserlerinin yer aldığı bir çizgi roman serisinin, nasıl bir anlam kayması çılgınlığına baktığınızı kavramaya çalışırken başınızı eğmenize neden olacak gerçeküstü görüntülerle dolu olmasını bekleyebilirsiniz.

Yaratıcı hikaye anlatımına odaklanan New York merkezli ödüllü bir prodüksiyon şirketi olan Campfire Entertainment’ın ücretsiz, üç bölümlük çizgi roman serisi The Bestiary Chronicles’daki görüntüler öyle değil.

Yapay zeka destekli sanatla yapılan ilk çizgi roman serisi olduğuna inanılan üçlemedeki görseller çarpıcı. Aynı zamanda, sanki doğrudan deneyimli bir dijital sanatçının elinden çıkmış ve aklında çok özel bir hikaye ve stil varmış gibi şaşırtıcı derecede hassaslar.

Üçlemenin görsel açıdan zengin retro-fütüristik üçüncü çizgi romanı olan The Lesson’ın açıklamasında “Yeraltının derinliklerinde, insanlığın son kalıntıları gezegenlerini yok eden canavarlar hakkında bilgi edinmek için bir araya geliyor” deniyor. Her üçü de Campfire’ın sitesinden indirilebiliyor ve ayrıca yumuşak kapaklı ve sert kapaklı basılı antolojiler halinde geliyor.

Yapay zeka tarafından üretilen görsel sanatlar çılgınca absürd olma eğiliminde olsa da, The Bestiary Chronicles’daki fotogerçekçi insanların yeniden düzenlenmiş yüz hatları veya garip açılarla çıkıntı yapan uzuvları yok. Canavarlar – parlayan gözleri ve şaşırtıcı derecede kötü dişleriyle – Godzilla ve Vhagar’ın aşk çocukları gibi görünüyorlar ve öfke dolu canavarlardan başka bir şeyle karıştırılamazlar.

Algoritma destekli bu sanat, 1960 yapımı bilimkurgu korku filmi Village of the Damned ve George Lucas’ın 1971 tarihli ilk uzun metrajlı filmi THX 1138’den esintiler taşıyan karanlık distopik öykü için biçilmiş kaftan gibi görünüyor.

Üçlemenin yazarı ve Ted Lasso, Westworld ve Watchmen gibi diziler için sürükleyici hayran deneyimleri yaratan Campfire’ın yaratıcı direktörü Steve Coulson, “Hem çizgi roman endüstrisinde hem de genel olarak eğlence sektöründe hikaye anlatma sürecini kökten değiştirecek yepyeni bir görselleştirme aracının yükselişine tanık oluyoruz” dedi. Campfire’ın kurucuları Blair Cadısı Projesi’ni de tasarlamışlardı.

The Bestiary Chronicles için Coulson, insanlar tarafından görsel sanatlar üzerine eğitilmiş dev bir veri tabanını tarayarak kısa metin cümlelerini veya “istemleri” hızla görsellere dönüştüren bir hizmet olan Midjourney’e başvurdu. Bunun gibi yapay zeka araçları, Dall-E ve Stable Diffusion, herkesin metinden ilgi çekici ve bazen rahatsız edici şekillerde görüntüler ortaya çıkarmasına izin verdiği için internetin hayal gücünü ele geçiriyor.

The Bestiary Chronicles, insanoğlunun teknolojik kibrinden doğan canavarlar hakkında 114 sayfalık bir bilim kurgu macerası. Ama aynı zamanda giderek daha sofistike ve rafine görüntüler üreten Midjourney gibi ürünlerin kayda değer ilerlemesini de gözler önüne seriyor.

Son birkaç ay içinde yapay zeka görüntü üretiminde kaydedilen ilerlemeler katlanarak arttı ve akıllara durgunluk verdi.
Steve Coulson, Campfire Entertainment

Coulson, “Yeni yıla kadar, eğitimli bir göz bile muhtemelen bir yapay zeka neslini diğerlerinden ayırt edemeyecek,” dedi. “Bu aynı zamanda hem heyecan verici hem de korkutucu. Ancak cini şişeye geri koyamazsınız, bu yüzden geleceği olabildiğince hızlı kucaklıyoruz.”

Yapay zeka görüntü üretimi o kadar hızlı ilerliyor ki, 1 Kasım’da çıkan The Lesson’ın, üçlemenin ilk çizgi romanı olan ve Ağustos ayında çıkan Midsommar ruhuna uygun bir halk-korku hikayesi olan Summer Island’a göre açık bir görsel adım olduğunu da ekliyor. Bu üç ay boyunca Midjourney iki güncelleme geçirdi.

Yapay zeka, Artık sanatta ortak

San Francisco Güzel Sanatlar Müzeleri Direktörü ve CEO’su Thomas P. Campbell, “Teknoloji dünyamızı değiştiriyor; yapay zekâ hem yeni bir olasılık sınırı hem de kaygılarla dolu bir gelişme” dedi: Uncanny Valley: Being Human in the Age of AI (Tekinsiz Vadi: Yapay Zeka Çağında İnsan Olmak) sergisi 2020’de açıldığında, insanlarla yapay zekanın buluştuğu ve sürekli genişleyen alanı keşfetmek için açılmıştı.

Yapay zekanın görsel sanat üretmesi, şarkı bestelemesi ve hatta şiir ve film senaryoları yazması, sanatçılar ve hatta avukatlar arasında etik ve telif hakkı endişelerini artırarak bu endişenin bir kısmını tetikliyor. YZ sanatı bir boşlukta yaratılmıyor. İnsanlar tarafından yaratılan mevcut sanatı özümseyerek ve yeniden yapılandırarak çalışır. Makine yapımı sanat geliştikçe, bu insanlar – gerçek grafik tasarımcıları, illüstratörler, besteciler ve fotoğrafçılar – kendilerini işsiz mi bulacaklar?

Yapay zeka tarafından üretilen bir resim Eylül ayında bir sanat ödülü kazandığında, bazı sanatçılar bundan memnun olmadı. Bir Twitter kullanıcısı “Sanatın ölümünün gözlerimizin önünde gerçekleşmesini izliyoruz” diye yazdı.

Beş yaşından beri hevesli bir çizgi roman okuru olan Coulson, yapay zeka sanatının ortaya çıkardığı karmaşık sorular üzerine kafa yoranlar arasında yer alıyor, ancak Midjourney gibi araçların uzun zamandır sevdiği çizgi roman sanatçılarının yerini alacağını düşünmüyor. Summer Island’ın sonsözünde, “Bu dahilerin dramatik kompozisyon ve dinamik anlatı konusunda, makine öğreniminin eşleşebileceğinden kesinlikle şüpheliyim” diye yazıyor. “Ama benim gibi sanatçı olmayanlar için bir görselleştirme aracı olarak, çok eğlenceli.”

Bununla birlikte, Midjourney’i The Bestiary Chronicles’daki gerçek işbirlikçisi olarak görüyor, hatta ona bir yazar kredisi veriyor. Bir çizgi roman sanatçısının bir anlatı tasarlayıp ardından bunu resmetmek için sanat yaratabileceği yerlerde, yapay zeka destekli görüntüler hikayeyi daha aktif bir şekilde yönlendirme ve hatta yönünü değiştirme potansiyeline sahiptir, böylece tüm yaratıcı iş akışını dramatik bir şekilde yeniden tanımlar. Coulson bu insan-makine düetini doğaçlama caza benzetiyor.

Coulson şöyle diyor: “Bir insan sanatçıdan asla ‘100 açılış sayfası çiz, belki en beğendiğimi seçerim’ demesini istemem ama Midjourney bunları 7/24 mutlulukla ortaya çıkaracaktır.” “Görüntüleri gözden geçirdikten sonra, neredeyse bir kolaj çalışması gibi hikayeyi bir araya getirmeye başlıyoruz ve yol boyunca boşlukları dolduruyoruz.”

Yapay zeka sanatı burada yıldız, ancak hangi görüntülerin her hikayenin son versiyonuna gireceği konusunda belirleyici olan insanlardı. Metin yönlendirmelerini denediler ve son görüntülerini Midjourney’in sunduğu çok sayıda görüntü arasından dikkatle seçtiler, arada bir Photoshop ayarlaması yaptılar, ancak çoğunlukla makine yapımı işin durmasına izin verdiler.

Örneğin Campfire ekibi, “sulu boya kağıdına zeytin yeşili, sepya ve deniz mavisi triton baskı” stil ipucunun yarattığı zengin etkiyi beğendi ve görüntülere ressam etkisi vermek için bu ipucunu sık sık kullandı. The Lesson için “J.C. Leyendecker tarzında fütüristik yeraltı sığınağı” ifadesi mükemmel bir retro-fütüristik postapokaliptik sığınak ortaya çıkardı.

Coulson, “Kahramanımızı tanımlamak için ‘Hitchcock Sarışını’ ifadesini de kullandık ve çoğu zaman Grace Kelly gibi görünüyordu” dedi. Bu, yanlış yerleştirilmiş kulakları ya da köpek burnu olmayan, tamamen tanınabilir bir Grace Kelly.

Coulson, “Son birkaç ay içinde yapay zeka ile görüntü oluşturmada kaydedilen ilerlemeler katlanarak arttı ve akıllara durgunluk verdi” diyor ve ekliyor: “Bu teknoloji hayal edebileceğimizden çok daha hızlı bir şekilde daha da gelişecek.”

kaynakça cnet

NASA Resimleri İşte o Nefes Kesen Görüntü Yakalandı 2022